Son günlerde
beynim tamamen çocuk tacizi, tecavüzü ve çocuğua şiddet olayları ile meşgul.
Halkın nabzını tutmak açısından sosyal medyaya bakıldığında, genel olarak bir
kaç tip değerlendirme yada beklenti var.
1.
Çocuğa
taciz, tecavüz suçluları idam edilsin,
2.
Idam yetmez
bu adamlara işkence edilsin,
3.
Verin
analara parçalasın,
4. O çocuk
nasıl acılar çekti biliyor musunuz? Kızgın demiri alıp vücudunuza soksanız
ancak anlarsınız anlamaya da yetmez..
Bu değerlendirmelerden hiç biri olayı önlemeye, öncesinde yada sonrasında
çocuğu korumaya yada destek olmaya yönelik değil. Suçluya yönelik
değerlendirmelerde de caydırıcılık diye birşey yok. olay tamamen, bir çocuk
hayatı boyunca yaşayabileceği en berbat travmalardan birini yaşamışken seyirci
kalan halkın, içini soğutma çabası.
Benim de içim kor gibi, çocukların dünyasını karartan bu adamlarla,
kadınlarla yanyana gelsem inanın lime lime edecek gücü en derinlerimde
hissediyorum. Kadınlarla dedim hatırlarsanız 10 aylık bebeğe tecavüzde sessiz
kalan anne, barsak enfeksiyonu sebebiyle hastanelik olan bebeği dövmekten daha
da hasta eden anne, öz babasının yıllarca süren tecavüzünü örtbas eden anne de
gördü bu memleket.
Bu beklentilerin, bu yaklaşımların hiç birinin önleme ya da iyileştirme
sağlayacağını düşünmüyorum. Suça yönelik yaklaşımın şöyle olması gerektiğini
düşünüyorum; bir suçu önlemek, önleyemediysek yapana uygun cezayı vermek, bu
arada mağduru iyileştirmek, olayın toplumsal düzeyde değerlendirmesini yapmak
yani cezaların caydırıcı olması, tekrar yaşanmasının önüne geçilecek adımlar
atılması gibi.
Bunun sağlanması için bir kaç önerim-sorum
var ve bu liste ile CİMER’den başlayarak tüm resmi kurumların kapısını
çalacağım.
- 1.
Araba
kullanan hemen herkesin bilgisi vardır, biz kendi şahsi aracında sigara içen insana
mobeseden takip ile ceza yazılması seviyesindeyiz. Her sokağa, mümkünse tam
olarak tepeden değil biraz daha aşağıya konumlandırarak mobese kamerası
takılması, bu sokakta herhangi bir suç işlendiğinde failin hemen bulunması,
hatta belli başlı bölgelerin an be an izlenmesi ile daha suç ortaya çıkmadan
önlenmesi mümkün değil midir? İş yükü doğuracaktır mutlaka ama çok daha radikal
bir önerim var bu kameralar sonuçta evlerin içini görüntülemeyecek ,
dolayısıyla mahremiyetle ilgili bir sıkıntı yok. Herhangi birinin o sokakta
olan herhangi birşeyi görmesinde sıkıntı yok öyle değil mi? Bu durumda bu
kameralar için ciddi bir alt yapı çalışması yapılıp, isteyenin canlı olarak
kameraları görüntülemesine imkan verilmelidir. (İBB trafik uygulamasından
yolları görüntlememiz gibi).
- 2.
Anaokullarında
ilkokula hazırlıyoruz diye çocuklara okuma yazma öğretileceğine, müfredatta
ciddi değişiklikler yapılıp çocuğa ne zaman tehlikede olduğu çokk iyi
öğretilmelidir. Ne zaman tehlikede olduğu, tehlikede olduğunda ne yapacağı,
caiz-caiz değil, günah-sevap, haram-helal yerine çocuklara ahlak, etik
öğretilmelidir. Biri tehlikede olduğunda ne yapmaları gerektiği de keza o
derecede öğretilmelidir. Bu konuda eğitim almadım, mutlaka yanlışım olacaktır
ama yanındaki arkadaşları para, pul, şeker sakız ile uzaklaştırılamamalı bir
çocuğun. O çığlık atmadıysa arkadaşı atmalı, bunu ne zaman neden nasıl
yapacağını çok iyi bilmeli. Evet çok hasssas bir konu korkutmadan, çocukları
ruh hastası etmeden özenerek verilmeli bu eğitim ama okul öncesi öğretmenleri
bu konuda yetersiz kalmayacaktır tahminimce.
- 3.
Çocuğu
eğittik, önlemleri aldık yine de önüne geçemedik, böyle vahim bir olay yaşandı
diyelim, suçlu hızla yakalanmalı, cezası verilirken tedavisi de önemsenmelidir.
Çocuğa fiziksel, cinsel, ruhsal şiddet aklı yerinde birinin yapacağı şey
değildir. Ama çocuk taciz ve tecavüzü yani pedofili özelinde konuşuyorum, bu
insanlara ne olacağı, ne yapılabileceği ile ilgili gerekirse tüm
üniversitelerin psikoloji, psikiyatri, sosyoloji bölümlerinden çok sayıda uzman
bir araya gelmeli ve pedofilinin tedavi edilip edilemeyeceği çokk iyi
anlaşılmalıdır. Bu insanların kimyasal hadımı, fiziksel hadımı efendim
penisinin kesilmesi filan bişeye çözüm olmayacaktır. Sen adamın penisini
kesersin, adam hastaysa alır yapacağını başka şeylerle yapar. Okuduğum kadarıyla
burada olay cinsel tatminin ötesinde. Temelde güç gösterisinin, çeşitli kişilik
bozukluklarının yattığı belirtiliyor çoğu kaynakta ama yine de derinlemesine
araştırılmalı. Bir fikir birliğine varılmalı. Bu insanların cezaları
hafifletici sebepler uydurarak azaltılmamalı, basit tabiri ile kravat taktığı
için ceza indirimine gidilmemelidir. TCKda cezalar belirlenirken sonuçları ve
tekrar olasılığı düşünülerek değerlendirme yapılıyormuş. Yani çocuk teciz ve
tecavüzünün cezası idama çevrilirse
muhtemelen zanlı zaten idam edilicem deyip çocuğu öldürüp bir ormana atacaktır.
Bu durumda ceza cayrıcıdan ziyade hasarı daha da ağır hale getirecek.
- 4.
En önemlisi,
çocuk! Ne olacak böyle bir fenalık yaşamış çocuk? Çocuklara ve ailelerine zorunlu
ve takipli psikolojik destek verilmeli. Her türlü destek sağlanmalı, alenin göz
yumduğu bir şey varsa aile de en ağır şekilde cezalandırılmalı. Bu tür
davalarda görevlendilecek avukat ve psikologlar özel eğitimmlerden geçirilmeli
ve çokk sıkı denetlenmeli. Bir avukatın yaşadığı dava sürecinde şöyle bir şey oluyor,
4 yaşındaki çocuk tecevüze uğruyor, şeklen hata filan derken çocuk 9 yaşına
geliyor, pedagog varlığında ifadesi alınacak çocuğun. Avukat özellikle
görüşüyor pedagogla, bakın diyor 5 yıl geçti, pek hatırlamıyor, ne olur o anı
yeniden yaşatmayalım. Tamam diyor pedagog, biz yeteri kadarını yapıcaz, çocuğu
incitmiycez. Sonuç? Çocuk görüşmeden (ifade verme aslı) terler içerisinde ve
ağlayarak çıkıyor.. bu da iş değil. Çocuğu iyi etmek esas hedef olmalı, ifade
alıcam derken yeniden aynı şeyi yaşatmak kabul edilebilir bir şey değildir.
- 5.
Diğer
konu gizlilik. Evet çocuğun adını kimse bilmek zorunda değil ancak kamu
vicdanın rahatlatılması açısından bu tarz davalarda sonuç paylaşılmalı, ne oldu
mesela küçük leyla? Baba kuzeni tutuklandı, baba bir açıklama yaptı davada
gizlilik var dedi.. bitti.. buradan sonrasını bilmiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder