29 Kasım 2013 Cuma

bunlar hep testesteron

Sevgiliniz ilişkinin en başlarında, hiç böyle bir beklentiniz olmadığı bir anda evlenmenizin ne kadar güzel bir fikir olduğundan bahsetti ve sonrasında ilişkiniz tepetaklak oldu, merak etmeyin yalnız değilsiniz... :) 
30 yaş üstü adamlarda sıklıkla yaşanan bir sendrom bu, bu günlerde tüm aşk hikayelerinde benzer bir senaryodan bahsediliyor. İlişki genelde çok "ciddi" başlıyor, erkek tarafı "artık erişkin insanlarız, konuşarak üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok. 3-5 gün takılmalık ilişki yaşını da çoktan geçtik" kafasında çıkıyor karşımıza. Bu bir prototipin yansıması mı bilemiyorum, fakat ufak değişiklikler olmakla birlikte malesef bu model genelde aynı kafada. 3 gün içerisinde duyduğum 3 hikaye var biri şöyle...

30'lu yaşlarda,  kariyer sahibi, bakımlı bir kadın, 30'lu yaşların sonlarında, kariyer sahibi, bakımlı bir erkekle tanıştırılmak isteniyor. Methiyeler şöyle ; 
--- Bak bu adam bizim elimizde büyüdü, çok düzgün bir ailenin çocuğu, aklı başında, iş güç sahibi. Bi tanış.. Olmazsa görüşmezsin, seni rahatsız filan etmez inan..

Çiftimiz tanışmayı kabul ediyor, ilk buluşma gerçekleşiyor, beyfendi konuşmaya başlıyor;
---Biz sıradan arkadaşlar olmak üzere tanıştırılmadık, zaten ikimizin de kendine ait bir sosyal çevresi var, ancak yuva kurmak kolay değil. Arkadaşınla yapabileceğin birşey hiç değil. Ben bizim güzel bir geleceğimiz olacağına inanıyorum..

30'lu yaşlardaki kadınlar genelde evlenmek istemelerine rağmen bu diyalog hayli korkutucu geliyor. Görücü usulü denecek bir şekilde tanıştığınız biri güzel bir gelecekten bahsediyor.. kim ki bu adam? tamam referansları iyi olabilir ama neye göre, kime göre iyi?

Çiftimiz birbirine şans veriyor, bir süre görüşmeler devam ediyor. Herşey muazzam, kendileri bile pek inanamıyor bu kadar uyum olmasına, herşeyin sorunsuz devam etmesine. Derken erkek tarafı "ben seni alıcam" namelerine bağlıyor olayı. Evlilik planları yapmaya başlıyor. Hatun kişi bundan ürkse de pek renk vermiyor.

Sonra mı? ilişkinin boyutu ani bir manevrayla değişiyor, bir sonraki buluşmada erkek tarafı "benden adam olmaz kızım, sen kaç kendini kurtar benden de umudunu kes" bildirisinde bulunuyor. 

Kimse reddedildiği bir insan karşısında ne yapcağını bilemez, bizim kız tarafı da bilemiyor tabi önce, sonra kendini toparlıyor, "görüşmemiz lazım" diyor erkek tarafına.  Adam olmayacak erkek tarafı hiç ikiletmiyor hemen buluşuluyor, iki de çok mutlu gözlerin içi ışıl ışıl, bir özlemişlik hali tabii ki... 

Kadın derdini anlatıyor erkek tarafına, "ne oldu da birden bire senden adam olmayacağına karar verdin, sen bana bu şekilde gelmedin ki şimdi neden böyle gidiyorsun?" diye.. Cevap geliyor, "ben özgürlüğüne düşkün bir adamım, evlenmek, bağlı olmak, ait olmak, tek kişilik bir hayattan iki kişilik bir düzene girmek.. korkutucu şeyler bunlar, benden bunları bekleme.. " 

Kadın hala birşeyleri çözme çabasında, "henüz birkaç kez görüşmüş bir çiftin evlenmeye karar vermesi kötü sonuçlar doğurabilir. ben senden böyle birşey talep etmedim ki, kendin böyle bir vaadle geldin ve kendi vaadinden kendin korktun. Benim seninle öncelikli planım evlenmek değil, birbirimizi tanımak için zaman vermek, ilerisini zaman göstersin, biz zorlamayalım.." 
Erkek tarafının "arayı uzatmayalım görüşelim, ne kadar da özlemişim" romantizmleriyle görüşme bitiyor. 

Sonra mı? Sonrası malum, kadın aramadıkça erkek aramıyor, 3 mesajdan birine cevap veriyor fakat bütün cevapları canımlı cicimli, sonra bir an geliyor "neyse ben meşgulüm"ler başlıyor... Sonuç? kadın önce ılımlı davranıyor, tamam anlayacak düzeleceklere bağlıyor kendisini, sonra korktu diyor böyle bir beklentim olmadığını anlatmam lazım, ben iyi davranayım o düzelecek... -ecek , -acak... 

Malesef hiç birşey düzelmiyor. Erkek tarafı kendi dünyasında kaldığı yerden devam etmekle yetiniyor, kadın ise sadece neden böyle olduğunu anlamaya çalışmakla meşgul oluyor, kendi içerisinde çözümler üretmeye çabalıyor.. Anlaşılacak hiç birşey yok! Bu adam böyle, siz muhteşem de olsanız gidecekti, dünyanın en kötü kadını da olsanız gidecekti. ıssız adam filminden önce de var olan bu ıssız adam profili malesef "doyamamış" erkek profilin ortak özelliği. Bu arkadaşlar sürekli bir limana sığınır, kısa süre burada bekledikten sonra hiç birşey olmamış gibi giderler. Hiç bir zaman daha iyi yapmanız gereken birşey yoktur. Bu bir karakter-sizlik tipidir ve düzeltmek bizim değil ancak psikiyatristlerin işi olabilir, zira narsisizm tedavi gerektiren bir kişilik bozukluğudur.. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder