18 Kasım 2019 Pazartesi

Afrika Örgüsü Yapılışı, kullanımı ve açılması

Merhaba, bu hastalığa ben de kapıldım. Oldum olası renkli saçları severim, en sonunda kendime yenik düştüm ve rengarenk Afrika örgüsü yaptırdım :)
Yaptırmadan önce ve yaptırdıktan sonra  fazlaca sorum oldu ama çoğunun cevabını bulamadım, benim gibi kafası karışmışlarla tecrübelerimi paylaşmaya karar verdim.

Saçımın örülmesi 4,5 saat sürdü, belime kadar ördürdüm, uçlarını açık değil kapalı yaptırdım.

Saçınızı genellikle toplu kullanacaksanız, ki yarım bile olsa topluyor insan genelde, uçlarını kapalı yaptırmayın. Kapalı dedikleri şey örgünün ucundaki sentetik saçların çakmakla yakılmasıyla elde ediliyor, bu kısımlar yanınca sert bir yapı kazanıyor haliyle. İşte bu sert kısımlar saçlarınız karıştığında, topuz yaptırdığınızda diğer örgülere takılıp çekiştirilmesine sebep oluyor. Sentetik saçların çekiştirilmesi sorun değil de kendi saçınıza takıldığı zaman çok kısa kılların örgüden çıkıp tülermesine sebep oluyor. Ayrıca o güzelim dev Afrika topuzlarını yapınca küt, yakılmış sert uçları saklamak mesele oluyor. Uçlar açık bırakıldığında saç halinde olduğu için saklamak daha kolay olurdu.

Ben popoya kadar saç fikrini çok itici buluyorum, biraz kötü geliyor gözüme yanlış anlaşılma olmasını istemem ama fazla köylü güzeli buluyorum. Bu sebeple saçlarımı belime kadar gelecek bir boyda ördürdüm. Ancak hata etmişim! O dev topuzları yapınca bele kadar gelen örgüler tam tur atamıyor kafanızda, dolayısıyla o gün şanslı değilseniz toparlamak için biraz uğraşıyorsunuz ya da toka gerekiyor. Bir daha ördürecek olsam daha uzun ördürürdüm.

Sağa mı ayırırım, sola mı ayırırım, ortadan mı ayırırım? Ben bunları hangi yönde ördüreyim? diye baya dert edinmiştim, örülürken öyle bir olay olmuyor. Örgü bir kaç gün oturduktan sonra siz saçınızı ne tarafa doğru ayırırsanız o tarafa gidiyor.

Önleri conrow, cornrow gibi isimler verdikleri balıksırtı örgüden yaptırsam mı diye düşünmüş ama sonunda standart Arfika örgüsüne karar vermiştim ki burada hata etmişim. Önlerde kısa bebek saçınız fazlaysa ön kısmını balıksırtı ördürün, yoksa o incecik örgünün içinde ancak 10 tel saçınız oluyor, onlar da kısaysa zamanla örgüler düşüyor. Zamanla dediğim 1 ay içerisinde değil. baya baya ilk hafta düşen örgülerim oldu. 

Pis mi temiz mi tartışması sıkça yapılmış, pürü pak tertemiz bir hadise diyemeyiz. Saçlarınız örülü olduğu için şöyle bir köpük köpük yıkayayım, kafamı karmakarışık edeyim de her yerine su değsin gibi bir lüksünüz malesef yok O kadar içime sinmedi ki bu durum, kafamı köpüklü lif ile bile yıkadım. Ne yaparsanız yapın biraz nemli kaldığında ufak bir koku oluyor. Bu konuda hassas değilseniz belki duymazsınız ama hafif bir ıslak kalmış çamaşır kokusu duyarsanız bilin ki bu koku sizden geliyor. Haftada 1 yıkamak imkansız, haftada 2 kez yıkadım ben. Örüldüğü ilk hafta haftada bir kez yıkamayı denemek istedim bu sefer de sanki kafamda yağlı saçtan ötürü bir koku oldu gibime geldi. Ama derdiniz görüntüyse bunların hiç biri görüntüyü etkilemiyor. Saçınız istediği kadar ıslak kalsın, istediği kadar kötü koksun görüntüsü güzel oluyor. 

Düşen örgüleriniz olabilir, bunları ördürdüğünüz yer genellikle ücretsiz düzeltiyor, ya da kendiniz açıp sıkı sıkı örmeyi deneyebilirsiniz, biraz  el becerisi olan biri varsa yanınızda işiniz daha da kolay. Ben düşenleri kendim ördüm ama bi tülerme oldu kendi ördüğüm kısımlarda. 

İlk örüldüğü günlerde biraz acıyor ama 1 haftanın sonunda kendi saçınız gibi hissediyorsunuz ve uzun saçlı değilseniz o uzun saç hissi de örgülü saç hissi de gerçekten insanın hoşuna gidiyor. İlk 3-4 gün içerisinde kafanızın bazı yerlerinde sivilcelenme olabiliyor. Baya kaşınan can yakan sivilce gibi şeyler çıkabilir kafanızda. Ensemde oldu benim, hemen saçımı açtırıp dermatoloğa gitmem gerektiğini düşündüm ama ören yer sakin olun endişelecek birşey yok deyince durdum biraz. Bu sorunu çay ağacı yağıyla çözdüm. Saçımı yıkamadan önce sivilcelerin üzerine çay ağacı yağı sürdüm, durulama suyuna da birkaç damla damlattım. Böylece hem sivilceleri kuruttu hem de bir frahlama verdi, koku oluşumunu da önledi. Çay ağacı yağını rossmandan almıştım ama aktarlarda filan da vardır sanırım. Antiseptik özelliği sebebiyle içimi rahatlattı açıkçası. 

Saçlarımı annemle birlikte açtık, 2-3 saatte açıldı. Devamlı açsak 1-2 saatte de biterdi sanırım. Normalde aşırı derecede saçı dökülen biriyim, o dökülen saçlar örgünün içinde kaldığından bazı yerlerde düğümlenme gibi şeyler olmuştu ama çok yaygın değildi. Fazla canım acımadan açtık. Açarken fön suyu, saç bakım yağı gibi yağlı sulu birşey sıkmanız iyi olur saç diplerine. İşinizi kolaylaştırıyor. 

Saç koruyucu model olarak anılmasına rağmen örgüleri açtığımda bi hayli saçım döküldü, zaten çok saçı dökülen bir insan olduğumdan bunu sorun etmedim fakat havasızlıktan filan mı bilemiyorum saç tellerim cidden incelmişti. Bunu hesaba katmanızı tavsiye ederim. çok kalın telli saçlarınız varsa ördürün saçlarınız yumuşasın biraz. Ama zaten ince telliyse tüy haline gelebilirler. Saçlarınızı açtığınızda hem dökülmüş olduğunu göreceksiniz hem de incelmiş olacaklar. 

Örgüleri açtırdıktan sonra saçlarımı kısalttırıp dümdüz kestirdim. Daha fazla incelmemesi için kat filan istemedim. Özetle saçım örgülüyken çok eğlendim, çok hoşuma gitti, denize filan da girdim sıkıntı olmadı. Ama net bir gerçek var biraz koku yapıyor ve açtıktan sonra saçlar incelmiş oluyor. "Hayatımda ilk defa saçlarım bu kadar yumuşaktı zarar vermedi örgü aksine yumuşacık oldu" diyenler var buna pek aldanmayın. Evet saç yumuşacık oluyor ama muhtemelen inceldiği için yumuşak oluyor. Tekrar ördürecek olsam önleri conrow ördürürüm, ve uçlarını açık yaptırırm. Ben saçımı fazlaca ovalayarak yıkarım yoksa rahat edemem diyorsanız örgüyü maksimum 2 bilemedin 3 hafta taşıyabilirsiniz..  Kullanım ömrü saçın uzamasına bağlı olarak ortalama 3 ay denmesine rağmen 3 ay dayanması hayli zor. Saçında kaynakla filan yaşamaya alışkın, saçını nazikçe yıkayan biriyseniz ve bebek saçınız fazla değilse ancak o zaman 3 ay dayanır. 
ben 1 ay sonunda çıkardım ki son 1 haftası bantsız kullanmadım ve aradan çıkan saçlarım yüzünden daha fazla kullanılacak hali kalmamıştı. 

25 Nisan 2019 Perşembe

küçük Çekmecede 5 yaşında Çocuğa Tecavüz.. ne yapıyoruz ne yapmalıyız?


Son günlerde beynim tamamen çocuk tacizi, tecavüzü ve çocuğua şiddet olayları ile meşgul. Halkın nabzını tutmak açısından sosyal medyaya bakıldığında, genel olarak bir kaç tip değerlendirme yada beklenti var.
1.      Çocuğa taciz, tecavüz suçluları idam edilsin,
2.      Idam yetmez bu adamlara işkence edilsin,
3.      Verin analara parçalasın,
4. O çocuk nasıl acılar çekti biliyor musunuz? Kızgın demiri alıp vücudunuza soksanız ancak anlarsınız anlamaya da yetmez..
Bu değerlendirmelerden hiç biri olayı önlemeye, öncesinde yada sonrasında çocuğu korumaya yada destek olmaya yönelik değil. Suçluya yönelik değerlendirmelerde de caydırıcılık diye birşey yok. olay tamamen, bir çocuk hayatı boyunca yaşayabileceği en berbat travmalardan birini yaşamışken seyirci kalan halkın, içini soğutma çabası.  
Benim de içim kor gibi, çocukların dünyasını karartan bu adamlarla, kadınlarla yanyana gelsem inanın lime lime edecek gücü en derinlerimde hissediyorum. Kadınlarla dedim hatırlarsanız 10 aylık bebeğe tecavüzde sessiz kalan anne, barsak enfeksiyonu sebebiyle hastanelik olan bebeği dövmekten daha da hasta eden anne, öz babasının yıllarca süren tecavüzünü örtbas eden anne de gördü bu memleket.
Bu beklentilerin, bu yaklaşımların hiç birinin önleme ya da iyileştirme sağlayacağını düşünmüyorum. Suça yönelik yaklaşımın şöyle olması gerektiğini düşünüyorum; bir suçu önlemek, önleyemediysek yapana uygun cezayı vermek, bu arada mağduru iyileştirmek, olayın toplumsal düzeyde değerlendirmesini yapmak yani cezaların caydırıcı olması, tekrar yaşanmasının önüne geçilecek adımlar atılması gibi.
Bunun  sağlanması için bir kaç önerim-sorum var ve bu liste ile CİMER’den başlayarak tüm resmi kurumların kapısını çalacağım.
  • 1.      Araba kullanan hemen herkesin bilgisi vardır, biz kendi şahsi aracında sigara içen insana mobeseden takip ile ceza yazılması seviyesindeyiz. Her sokağa, mümkünse tam olarak tepeden değil biraz daha aşağıya konumlandırarak mobese kamerası takılması, bu sokakta herhangi bir suç işlendiğinde failin hemen bulunması, hatta belli başlı bölgelerin an be an izlenmesi ile daha suç ortaya çıkmadan önlenmesi mümkün değil midir? İş yükü doğuracaktır mutlaka ama çok daha radikal bir önerim var bu kameralar sonuçta evlerin içini görüntülemeyecek , dolayısıyla mahremiyetle ilgili bir sıkıntı yok. Herhangi birinin o sokakta olan herhangi birşeyi görmesinde sıkıntı yok öyle değil mi? Bu durumda bu kameralar için ciddi bir alt yapı çalışması yapılıp, isteyenin canlı olarak kameraları görüntülemesine imkan verilmelidir. (İBB trafik uygulamasından yolları görüntlememiz gibi).
  • 2.      Anaokullarında ilkokula hazırlıyoruz diye çocuklara okuma yazma öğretileceğine, müfredatta ciddi değişiklikler yapılıp çocuğa ne zaman tehlikede olduğu çokk iyi öğretilmelidir. Ne zaman tehlikede olduğu, tehlikede olduğunda ne yapacağı, caiz-caiz değil, günah-sevap, haram-helal yerine çocuklara ahlak, etik öğretilmelidir. Biri tehlikede olduğunda ne yapmaları gerektiği de keza o derecede öğretilmelidir. Bu konuda eğitim almadım, mutlaka yanlışım olacaktır ama yanındaki arkadaşları para, pul, şeker sakız ile uzaklaştırılamamalı bir çocuğun. O çığlık atmadıysa arkadaşı atmalı, bunu ne zaman neden nasıl yapacağını çok iyi bilmeli. Evet çok hasssas bir konu korkutmadan, çocukları ruh hastası etmeden özenerek verilmeli bu eğitim ama okul öncesi öğretmenleri bu konuda yetersiz kalmayacaktır tahminimce.
  • 3.      Çocuğu eğittik, önlemleri aldık yine de önüne geçemedik, böyle vahim bir olay yaşandı diyelim, suçlu hızla yakalanmalı, cezası verilirken tedavisi de önemsenmelidir. Çocuğa fiziksel, cinsel, ruhsal şiddet aklı yerinde birinin yapacağı şey değildir. Ama çocuk taciz ve tecavüzü yani pedofili özelinde konuşuyorum, bu insanlara ne olacağı, ne yapılabileceği ile ilgili gerekirse tüm üniversitelerin psikoloji, psikiyatri, sosyoloji bölümlerinden çok sayıda uzman bir araya gelmeli ve pedofilinin tedavi edilip edilemeyeceği çokk iyi anlaşılmalıdır. Bu insanların kimyasal hadımı, fiziksel hadımı efendim penisinin kesilmesi filan bişeye çözüm olmayacaktır. Sen adamın penisini kesersin, adam hastaysa alır yapacağını başka şeylerle yapar. Okuduğum kadarıyla burada olay cinsel tatminin ötesinde. Temelde güç gösterisinin, çeşitli kişilik bozukluklarının yattığı belirtiliyor çoğu kaynakta ama yine de derinlemesine araştırılmalı. Bir fikir birliğine varılmalı. Bu insanların cezaları hafifletici sebepler uydurarak azaltılmamalı, basit tabiri ile kravat taktığı için ceza indirimine gidilmemelidir. TCKda cezalar belirlenirken sonuçları ve tekrar olasılığı düşünülerek değerlendirme yapılıyormuş. Yani çocuk teciz ve tecavüzünün cezası idama  çevrilirse muhtemelen zanlı zaten idam edilicem deyip çocuğu öldürüp bir ormana atacaktır. Bu durumda ceza cayrıcıdan ziyade hasarı daha da ağır hale getirecek.
  • 4.      En önemlisi, çocuk! Ne olacak böyle bir fenalık yaşamış çocuk? Çocuklara ve ailelerine zorunlu ve takipli psikolojik destek verilmeli. Her türlü destek sağlanmalı, alenin göz yumduğu bir şey varsa aile de en ağır şekilde cezalandırılmalı. Bu tür davalarda görevlendilecek avukat ve psikologlar özel eğitimmlerden geçirilmeli ve çokk sıkı denetlenmeli. Bir avukatın yaşadığı dava sürecinde şöyle bir şey oluyor, 4 yaşındaki çocuk tecevüze uğruyor, şeklen hata filan derken çocuk 9 yaşına geliyor, pedagog varlığında ifadesi alınacak çocuğun. Avukat özellikle görüşüyor pedagogla, bakın diyor 5 yıl geçti, pek hatırlamıyor, ne olur o anı yeniden yaşatmayalım. Tamam diyor pedagog, biz yeteri kadarını yapıcaz, çocuğu incitmiycez. Sonuç? Çocuk görüşmeden (ifade verme aslı) terler içerisinde ve ağlayarak çıkıyor.. bu da iş değil. Çocuğu iyi etmek esas hedef olmalı, ifade alıcam derken yeniden aynı şeyi yaşatmak kabul edilebilir bir şey değildir.
  • 5.      Diğer konu gizlilik. Evet çocuğun adını kimse bilmek zorunda değil ancak kamu vicdanın rahatlatılması açısından bu tarz davalarda sonuç paylaşılmalı, ne oldu mesela küçük leyla? Baba kuzeni tutuklandı, baba bir açıklama yaptı davada gizlilik var dedi.. bitti.. buradan sonrasını bilmiyoruz.

Özetle önlem ve eğitim enn önemlisi! Çocuğun eğitimi hem kendisini korumasını sağlayacak hem de bu tarz hastalıklı yeni bireyler yetişmesini önlemeye büyük katkı sağlayacaktır. Avukatın, pedagogların, hakim savcıların eğitimi dava sürecinde alınacak yaraları en aza indirecektir. Koca hakimi eğitecek değiliz diye düşünülmemeli çocuk istismarı için gerekiyorsa komisyonlar kurulup hakim-savcıların sürekli güncel tutulması fikir alışverişinde bulunması sağlanmalıdır, belki komisyonlar vardır bilemiyorum ama pedagog görüşüne rağmen, tecavüze uğramış çocuğun psikolojisi bozulmamış diye görüş bildirenler olduğuna göre bu komisyonlar işini iyi yapamıyor demek ki. Bu şiddete maruz kalmış çocuğa her türlü destek sağlanmalıdır, aksi durumda bu çocuktan bişey beklemeyiniz, şiddetin alasını yaşar yada yaşatır. O çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi devletin sorumluluğudur. Pedofili çok iyi değerlendirilmeli, en ağır şekilde cezalandırılırken nasıl tedavi edileceği ya da nasıl pasifize edileceği çok iyi belirlenmelidir.